Public service interpreting is a type of interpreting that eliminates the language barrier between migrants/refugees and officials of the host country's public institutions. In many countries, it is still an activity performed by friends, family members or neighbors of the minority-language speaker, namely untrained individuals (Wadensjö, 2009), and in many other countries, it is an activity, for which training might be optional, and the remuneration is rather lower than that for conference interpreting (Hale, 2015:66), which are the major factors hindering the professionalization. Likewise, in Turkey, especially in the face of the increased refugee population in recent years, mostly individuals who speak the relevant languages but who have not received interpreter training provide interpreting services in institutions. In this regard, this study addresses the public service interpreters working at the units of the Association for Solidarity with Asylum Seekers and Migrants (SGDD-ASAM), one of the non-governmental organizations (NGOs) in Turkey that provides a wide-scale service to refugees. More specifically, the practitioners' perceptions regarding their interpreting experiences will be discussed based on the data collected through semi-structured interviews and questionnaires. Moreover, the data from the institutional document and the interviews conducted with the institution officials will be used as supplementary data to the discussion. Based on the available data, it can be said the practitioners’ perceptions regarding their interpreting experiences are generally centered around the issues of exercise of restricted agency and awareness of institutional and professional ethics, which also manifest their alignment with the institutional identity and role projected for them.
Toplum çevirmenliği en genel anlamıyla göçmenler/mülteciler ve ev sahibi ülkenin kamu kurumlarındaki görevliler arasında dil engelini ortadan kaldırmaya yarayan bir çeviri türüdür. Toplum çevirmenliği birçok ülkede, ilgili dilleri konuşabilen ancak çeviri eğitimi almamış bireylerce, çoğunlukla da yakın çevreden tanıdıklar veya aile bireylerince, gönüllü olarak yürütülen bir faaliyettir (Wadensjö, 2009). Yine birçok ülkede, toplum çevirmenleri için eğitim zorunlu olmayıp tercümanlara ödenen ücret konferans tercümanlarına ödenen ücretten oldukça düşüktür (Hale, 2015:66). Bütün bu etkenler ise toplum çevirmenliğinin meslekleşmesi önündeki temel engellerdir. Benzer şekilde, Türkiye'de de, özellikle son yıllarda artan mülteci nüfusu karşısında, çoğunlukla ilgili dilleri konuşan ancak çeviri eğitimi almamış bireyler kurumlarda tercümanlık hizmeti vermektedirler. Bu bağlamda, bu çalışma Türkiye'de göçmenler ve mültecilere yönelik geniş çaplı hizmetler sunan sivil toplum kuruluşlarından biri olan Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği'nin (SGDD-ASAM) farklı birimlerinde hizmet veren toplum çevirmenlerini ele almaktadır. Bu doğrultuda tercümanların çeviri eylemlerine yönelik görüşleri yarı yapılandırılmış mülakatlar ve anketlerle toplanan verilere dayanarak tartışılacaktır. Ayrıca, tercümanlara yönelik kurumsal davranış ilkeleri rehberi ve kurum yetkilileri ile gerçekleştirilen görüşmelerden elde edilen veriler tartışmada ek veri kaynakları olarak kullanılacaktır. Mevcut veriler ışığında tercümanların çeviri eylemlerine ilişkin görüşlerinin genel olarak sınırlı eylemlilik ve kurumsal ve mesleki etik ilkelere yönelik farkındalık konuları çevresinde şekillendiği ileri sürülebilir. Öne çıkan bu durumlar, tercümanların kendileri için belirlenen kurumsal kimlik ve rolle uyumlarına da işaret etmektedir.